- ANASAYFA EKONOMİ TURİZM SAĞLIK GÜNCEL SİYASET BİLİŞİM MÜZİK MODA ENERJİ DÜNYA MAGAZİN KİTAP SİNEMA GIDA SPOR EMLAK OTOMOTİV KÜLTÜR SANAT
Bakan, Ben Vatanseverim
Vatanseverliğim ve insanlığım
şerefimdir, Bakan…
“Beş para etmez insanlarsınız” diyen” Bakan…
“Nedir Bu Yunan hayranlığı, gidin orada yaşayın” diyen
Bakan…
Ben Kıbrıs Gazisiyim…Yunanlılara karşı savaştım. Ankara’dan
savaş madalyam gelecek… Ben Yunan hayranı değilim...
Bakan seviyesinde Diplomatlık yapan Bülent Akarcalı
İzmir’lisin, Kız Kulesi açılışında gururla oynıyacağın zeybek oyunu yerine,
neden Yunan oyunu sirtaki oynadın…
Ben Folklorcuyum…Aslanlar gibi gençliğimde zeybek ve diğer
Anadolu halk danslarını, yerli yabancı seyirci önünde gururla oynadım… Diğer
kültürlerin oyunlarını danslarınıda oynarım benim böyle bir takıntım yok…
Ayrıca “Beş para etmez insanlarsınız” hakareti basın
mensupları için mi ? dedin, Evrensel değerlerlerle milli turizme fayda
sağlıyacak karşılaştırmalarla doğruyu bulacak kimselere mi? dedin…
Beş para etmez ben kendime düşeni söyliyeyim.. İki Fakülte
ve Turizm Kültür üzerine yüksek lisans master yapdım ben, Bülent Akarcalı…
80 den fazla ülkeye en az 5’er, 6’ar, yakın coğrafya 20-30 seyahat, her şehrin tüm müzelerine
sanat galerilerine ziyaret…Her birinde çekilen fotoğraflarım mevcutdur.
Bülent Akarcalı siyasi hayatında gitdiği ülkedeki ziyafet
masası haricinde, hangi bir ülkeyi benim gibi inceledi…Turizm demek kültür
sanat demekdir. Bülent Akarcalı 6 ay kadar, Turizm Bakanlığı yaptı. Hangi
icratını gördük.. Hedeflere ulaşan, rasyonel ve etkin turizm politikası mı üretdiniz..
Turizm çok boyutlu 6 ay Bakanlık yaparak öğrenilmiyor.
Özel veya sosyal aktörlerle işbirliği yaparak, bir dizi
eylemlerle yol alınır.
“Beş para etmez insanlarsınız” sözü, yurtdaşına böyle
yaklaşım, bu söylem Dünyanın en elit en seviyeli politik diplomatlarından,
kırık not alır.
Emekli bir subay olarak ve iş hayatında yaptığım çok yüksek
seviyedeki ihracatla ödül alan ben, Devlet yetkililerine ve hele Bakanlık yapan
kimselere belirli koşullarda saygılıyımdır. Ancak bana sen diye hitap etdiğin
için bende siz diyemiyorum…
Gelelim konumuza; Gastromi Turizmin Derneğinin yazılı ve
sözlü daveti üzerine Sarıyer Bahçeköy Gastronomi köy projesine destek için
gitdim. Bülent Akarcalı, Derneğin içindeki konumunu bilmiyorum.
Derneğin Bursa Temsilcisi ve Hatay temsilcisini haberde
resimleri olsun diye organik sebzeler fidanlığı önünde, onların fotografını
çekerken, Bakanım buyurun diye davet etdim. Resimlerinizi çekdim.
Hatay temsilcisi Hatay Mozaik müzeden bahsedince, çok iyi
bildiğim müze çok değerli mozaik koleksiyonda dünya birincisi veya ikincisi,
sikke koleksiyonda dünya üçüncüsü.. Müze başka bir ülkede olsa dünyanın
turistini oraya taşır dedim…
Bülent Akarcalı’ya demedim… Hatay temsilcisine söyledim… Sen
ne yaptın “Nasıl insansın, bu nasıl
hayranlık” Ben önce şaka sandım…
Sahada performansıyla varlık gösteremiyen tribünlere oynayan
şovmenlik yapan sporcular gibi bağırmaya başladın…Milliyetci vatanperver tavır
takınarak devam ediyorsun..Bakanım Sevgi başka takdir başka dememe rağmen…”Beş
para etmez insanlarsınız..” Bakanım ben hakaret etmiyorum diyorum…Devam…
Ama ben diyorumki; Ben beş para etmiyorum ama, Bakan, sen
beş paradan fazla edersin...
Anavatan- Doğruyol parti mensupları olarak birbirinize
yapmış olduğunuz hakaretleri unutmadık. Hakaret etmeye alışmışsınız.
Rahmetli Turgut Özal’ın vizyonel şemsiyesi altında olmanıza
rağmen, İmkanları varken icraat yapamıyan elbetde başkasını suçlar.
Başarısız iki kısa süre 6’ar ay Bakanlık yapan Bülent
Akarcalı, Müzeler turizmin ruhudur, Evrensel değerlendirmek, tartışmaya açmak
milli çıkarlar için olması gerekendir.
Özellikle kültürel turizm söz konusu olduğunda
disiplinlerarası ve kapsamlı yaklaşımla iletişim kurarak gözlemlerini,
entelektüel kimlik düzeyinde problemi konuşma ve tartışabilme iletişim
kültürüdür.
Kültür, eskiden beri, birleşmiş insanları, birbirlerini daha
iyi anlamalarına izin veren birleşmiş bir insan faaliyet alanıdır. Turizm yelpazesinde fikirler evrenseldir.
Yunanistan’da Meteora diye bir yer, her an en az 300 adet
turist otobüsü, biri gidiyor, biri geliyor. Öyküsünü iyi anlatıyor. Göbekli
tepe neolitik devrine yeni boyut getirdi. Gelen turist sayısına bak..Nemrut
Dağı yineliyorum başka ülkede olsaydı…Turist kaynardı…
Türkiye’nin hedeflediği turist sayısına tek başına Paris
şimdiden neden sahip, demir yığını Eiffel kulesini görmek için değil. Fransa’da
tarihi 17. yüzyıla dayanan kültür politikaları, anayasa ile güvence altında.
Sanatçılar için sosyal koruma ve herkesin kültüre erişimi bu politikaların en
önemli iki unsuru…
Paris Şehir Tiyatrosu yılda 424 temsil yapıyor, 250 bin
kişiye ulaşıyor. Toplam bütçesi 14 milyon avro, bunun 10.5 milyonunu Paris
Belediyesi karşılıyor.
Fransa’da kültürel faaliyetlere ayrılan devlet bütçesi 4
milyar avro. Bu, toplam bütçenin yüzde 1.5’i ediyor. Yerel yönetimler de benzer
meblağlar aktarıyorlar; çünkü kültürel faaliyetlerin bütçesi, merkezi ve yerel
yönetim tarafından eşit olarak paylaşılıyor. Özel sektörün desteği yüzde 0.1
ile sınırlı.
Devlet, temsillerin düzensiz aralıklarla yapılmasından
zararın giderilmesini ve işsiz kalan sanatçıların korunmasını sağlıyor. Bir yıl
içinde 900 saat çalışan sanatçılar işsizlik ödeneğinden yararlanıyor.
Devlet 5 ulusal tiyatroyu, 39 bölgesel tiyatroyu, 69 ulusal
sahneyi, 627 tiyatro topluluğunu, 19 çağdaş dans merkezi ile 258 koreografi
grubunu destekliyor.
Tiyatrolar KDV’den muaf tutuluyor. Ama devlet tiyatrolara
verdiği sübvansiyonlar üzerinden o vergiyi mahsup ediyor. Tüm bu sanat kültür
etkinlikleri turizmi dinamik tutuyor.
Gelelim gastronomiye; İtalya’dan örnek, İtalya devleti her
yıl yurt dışında hizmet veren bir restaurant'ına normlara uymak koşuluyla
kalite sertifikası vermektedir. Union Camere (Odalar birliği) -Fipe iş birliği,
Isnart desteği ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen, İtalya Sertifika
komitesi tarafından değerlendirme yapmaktadır. Adayların kabuluyle başlayan
organizasyon uzun bir süreç almaktadır.
Yurt dışında faaliyet gösteren italyan restaurantları bu
sertifikayı alabilmek için en üst seviyeye kalitelerini taşırken birbirleriyle
ile rekabet içindeler..
Ödülü hak etmek için, ödülü almanın kriterleri İtalya da
yetişmiş, yada eğitim görmüş aşçı ve personellerinin olması. İtalyan
peynirleri, makarnaları ve zeytinyağı
ile olmazsa olmazlarından İtalyan şarapları bulundurması ve İtalyan
lezzetlerini yansıtmasıdır.
Fransa Le Cordon Blue, İsviçre Glion’dan söz edersek örnek
alırsak, gözlem yaparsak beş para etmiyen insan mı olacağız…
Yabancı ve yerli Basın mensubu olarak. Sayısız zirvelere,
kongrelere, Seminerlere, festivallere, katılarak tüm sektörleri geniş bir ufuk
görüşüyle temel değerleri aktarmaya çalışan konumuz olan sadece turizm
sektöründe binden fazla bilgi içeren yazılarım var. Diğer sektörlerle birlikde
yazılara yorum bilgi birikimden ekleme yaparak ışık tutarak fayda sağlamaya
çalışıyorum…
Hürriyet Gazete ve NTV 6 Ekim 2000 Gazete arşivi
Evet Bülent Akarcalı , “... ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Akarcalı'nın isteği üzerine, Akarcalı ile S……S……. "Grup
Leandros"un müziği eşliğinde kısa bir süre sirtaki yaptılar.” Neden Zeybek
Oynamadın…Yunan Hayranı Kim….
Evrensel Gazete 01 Şubat 2009 Bülent Akarcılı’nın Küfürlü
alıntı
“Bülent Akarcalı, ANAP’ın anlı-şanlı günlerinde Sağlık
Bakanlığı koltuğuna da oturmuştur, Turizm Bakanlığı koltuğuna da. Ve her iki
görevinde de, birbirinden değerli ve veciz sözlerle kendi üstün kalitesini
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına duyurmuştur.
İlk bakanlığı döneminde, Mehmet Keçeciler’in (ki o da
unutulmaz bir Büyük Türk Büyüğüdür, üstelik çok müslümandır.) Bakan olma
olasılığı ortaya çıkmıştı. Bülent Akarcalı hemen uhrevi açıklamasını yapmıştı:
Eğer o Bakan olursa, T….larımı keserim.
Ve Mehmet Keçeciler de Bakan olmuştu. Değerli Büyük Türk
Büyüğü Bülent Akarcalı’ da Bakanlık koltuğundan kibarca uzaklaştırılmıştı.”
….Yazının devamı çok daha vahim…
Evet Bülent Akarcalı, Yasal haklarımı kullanmak üzere saklı
tutuyorum…
yilmazparlar@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder